Abdullah Avcı

Fenerbahçe - İbb maçı az önce bitti . Belediye 9 kişi kaldı . 2-0 kazandı Fener . Ha 11 kişi olsaydı da Fener kazanırdı yüksek bi ihtimalle . Fakat benim ilgimi çeken İbb'nin oyundan kopmaması , sürekli topu ileriye taşıması , gömülmemesiydi . Helal olsun Abdullah Avcı'ya . Geleceği parlak olur inşallah .

Tabata ve Mehmet Yıldız da gol atmış bu arada . Benim "Fantezi" coştu bu hafta .

Yapma bunu...

Süper Kupa'yı Manchester United'ı 2-1 yenen Zenit aldı . Ama maçın olayı , Scholes'un 90. dakikada eliyle attığı gol ve akabinde gördüğü ikinci sarıdan oyundan atılışıydı . Hiç şimdi "bu hareket Scholes'a yakışmadı" falan edebiyatlarına giremicem . Adam eliyle muhteşem gol attı tam 90'a gitti .

Helal olsun...

07/08 CL En İyiler

Kalede Petr Cech , defansta John Terry , ortasahada Frank Lampard , forvette de Cristiano Ronaldo . Herhalde bu isimlere pek bi itirazı olamaz bir çok futbolseverin . Fakat 4 kişiden 3'ünün Chelsea'li olması enteresan . Hani utanmasalar Ronaldo yerine de Drogba'yı koyacaklar tam olacak . Ayrıca adaylar arasında Fenerbahçe'den kimse yoktu . Ben 5 gol atmış bir Deivid'in forvette ya da asist kralı olmuş bir Alex'in ortasahada en azından aday olmasını beklerdim . Hatta Edu da en iyi defans adayları arasında olabilirdi . Ayrıca ekstra bir şey ilgimi çekti . Sanki Petr Cech Türkiye-Çek Cumhuriyeti maçının yükünü üstünden atamamıştı hala daha . Dalıp dalıp gidiyordu nedense , ya da bana öyle geldi .

Uefa Kupası 1. Tur kuraları çekildi

Galatasaray'a yine bir İsviçre takımı geldi . İlk maç deplasmanda , dikkat edilmesi gerekir . Herhangi bir sürprize ortam yaratmamak lazım . Kayserispor ise şansını kıramadı gitti . Daha kolay takımlar gelebilirdi . Gele gele PSG geldi . Yine de umudum var . 2. turda bir şekilde en az 4 puan alacaklarını da düşünüyorum .

Korkusuz Korkak

Şu anda Fox TV'de yayınlanıyor bu film . Sanırsam bir kaç hafta önce bir kez daha yayınlanmıştı . Hakkaten süper bir film . Özellikle senaryodan öte Kemal Sunal'ın kişisel başarısı çok ön plana çıkmış . Bi ara DVD'sini falan almak lazım .

Mesela yani...

Champions League 2008 / 09

Şampiyonlar Ligi'nde kuralar çekildi . 4 İngiltere , 4 İtalya , 4 İspanya , 3 Fransa , 2 Almanya , 2 Romanya , 2 Portekiz , 2 Ukrayna , 1 Türkiye , 1 İsviçre , 1 Hollanda , 1 İskoçya , 1 Danimarka , 1 Rusya , 1 Belarus , 1 Yunanistan , 1 Kıbrıs Rum Kesimi takımı var bu sene . Platini'nin bir dahaki seneden itibaren başlatacağı "şampiyonlar liginde daha çok şampiyon olması" operasyanu ilginç bir şekilde bu seneden itibaren başlamış gibi oldu .


Atletico Madrid'in olduğu grup doğal olarak "ölüm grubu" olacaktı . Öyle de oldu . En dengeli grup ise F grubu gibi görünüyor . Gönül isterdi ki...

Sıralama tahminlerim ise şöyle :

A Grubu : Chelsea , Roma , Bordeaux , Cluj
B Grubu : Inter , Panathinaikos , Werder Bremen , Anorthosis
C Grubu : Barcelona , Sporting Lisbon , Shakhtar Donetsk , Basel
D Grubu : Liverpool , Atletico Madrid , Marseille , PSV
E Grubu : Manchester , Villareal , Celtic , Aalborg
F Grubu : Bayern München , Fiorentina , Olympique Lyonnais , Steaua Bucharest
G Grubu : Arsenal , Fenerbahçe , Porto , Dinamo Kiev
H Grubu : Real Madrid , Juventus , Zenit Petersburg , BATE

Bakalım tutturabilecek miyim ?

Michael Skibbe

İpi en çabuk çekilen teknik direktör oldu kendisi . Kovulmadı yönetim tarafından fakat Galatasaraylı taraftarları artık ağzıyla kuş tutsa memnun edemez . Uzun süreli kalacağını sanmam . Bu sene ligde şampiyon olsak dahi uefa kupasında belirli bir yere kadar gelemezsek , Skibbe gider .

Sağbek sorunsalı

Uğur çok uzun süren bir sakatlığın sonlarına yaklaşmış durumda . Sabri ise yeni sakatlandı ve yüksek bir ihtimalle en az 1 ay yok . Barış Özbek ise görünene göre Skibbe'yi bir türlü memnun edememiş . Fakat Linderoth bu boşluğu dolduracak gibi . Steaua maçında gayet iyiydi . Tahminimce uzunca bir süre Linderoth , gözbebeğimiz Sabri'nin yerinde olacak .

Yok artık...

Liverpool 0-0'ın rövanşında kendi sahasında Standard Liege'le 0-0 devam ettiriyor maçı . 90+ oynanıyor şu an . Gözünüzü seviyim bir de siz kalmayın Uefa'ya . Zaten bir sürü iyi takım doldu . Böyle kötü bir gecede iyice kanser etmeyin bizi ...

edit : uzatmaların ilk yarısı bitmek üzere hala tık yok

edit 2 : aha , kenar yönetimler "sokarım böyle aşkın ızdırabına" diyerekten birbirleriyle dalaşmaya başladılar , rafa çok kızmış

edit 3 : yok ben vazgeçtim standard'ı tutuyom , yürü be liege

edit 4 : yeni farkettim ki ben ingilizceyi bayaa biliyomuşum be , spikerin her dediğini anlıyorum

edit 5 : liverpool taraftarları dut yemiş bülbüle dönmüş yalnız

edit 6 : ilk yarı bitti , liverpool gol mol atamaz , bi tek şu skrtel korkutuyor beni , su pokemonu

edit 7 : enteresan olan bence aslında bu eşleşmenin uzatmaya gitmesi değil , liverpool'un liege'e 180 dakikada gol atamamış olması

edit 8 : hakem mis gibi pozisyonunu yedi ya standard'ın ofsaytla alakası yok

edit 9 : 5 dakika kaldı , dayan standard liege

edit 10 : allah belanı versin kuyt

Steaua Bucharest 1-0 Galatasaray

Olmadı...

Fazla söze gerek yok . Turu bu maçta değil ilk maçta kaybettik . Büyük hayalimiz , bir sene daha beklemek zorunda ...

CL Ön Eleme Maçı Galatasaray - Steaua Bucharest

Bu kadroyu CL'de göremezsek hakikaten yazık olur . İlk maçtaki 2-2'lik skor doğal olarak favoriyi Steaua yapıyor . Fakat Galatasaray maçın başlamasına mütevellid gol yeme hastalığını çözebilirse , turu geçebilir diye düşünüyorum . Her ne olursa olsun sonsuza dek sürecek bizim aşkımız , biz Galatasaraylıyız . Ama inşallah kadronun hakkını verirsek bu tur bizimdir .




Daha şampiyonlar ligini ,

Alacağız Galatasaray...

Arda Turan

Milan Baros Galatasaray'da

Herhalde Harry Kewell'ın da katkısı olmuştur bu transferde . 2005'te Atatürk Olimpiyat Stadyumu'nda Şampiyonlar Ligi kupası'nı kazanan takımın forvet hattı bizde . Artık CL'ye kalmak farz oldu .


not : bu transfere tahminimce en çok Kemal sevinmiştir .

Eski açık Lincoln desene - 2

Güzide medyamıza göre Lincoln maçtan sonra takım arkadaşlarına şöyle veryansın etmiş :

"Niye beni tribüne çağırmadılar.. Ne yaptım ki.. Sakatlıklar nedeniyle istediğim seviyeye bir türlü tam olarak gelemedim.. Bu benim suçum değil ki.. Zamanla çok iyi olacağım.. Geçen sezon gördüğüm sevgiden sonra bu üzücü durum beni çok şaşırttı"

Ben Lincoln'un bu kadar edebi konuştuğunu bilmezdim . Özellikle son cümle çok vurucu olmuş . Sen ne güzel cümleler kuruyorsun öyle yaa !

Ha bi de unutmadan ayrıca bu olay yüzünden attığı golün sevincini bile tam yaşayamamış...

Milan Baros Galatasaray'da mı ?

Birden bütün gözler bu transfere yöneldi . Kimi kaynaklara göre 1-2 saat içinde resmen açıklanacakmış . Tabi ismi olan bir oyuncu fakat şöyle bir baktım kariyerine ; hakikaten kulüplerde kötü , milli takımda iyi bir görüntü çiziyor . Ne olursa olsun gelirse , hayırlı olur Galatasaray için bence . Fakat daha iyisi alınacaksa da hayır demem yani .

Turkcell Süper Lig 08-09 Sezonu 1. Haftanın Golleri

1 - Selçuk İnan



2 - Gökhan Güleç



3 - Hakan Balta

Vay anasını...

Bi kaç gündür çok erken kalkıp dolayısıyla erken yatıyorum . Dün de öyle oldu . Beşiktaş maçının devre arasında Antalyaspor 2-0 öndeydi . Ne biliyim ben böyle maç olcağını . 2-0'dan 3-2 az rastlanan bir şey değil aslında . İşte 2 ay önce Türkiye-Çek Cumhuriyeti maçı misal . Fakat burda durum şöyle farklı . Dakika 90 durum 2-2 . Antalyaspor'un şutu direkten dönüyor ve dönen top Beşiktaş golü oluyor . Topun direkten dönmesi ile karşı kalede aplarla buluşması arasında geçen süre 20 saniye . Bu süre zarfında topa sadece 4 Beşiktaşlı dokunuyor . Başka bir deyişle Beşiktaş 3 pasta golü buluyor . Futbolun cilvesi işte . Şu maçı Beşiktaşlılar 5-0 kazansa bu kadar sevinmezlerdi .

Mustafa Denizli

ultraslan.com'da Mustafa Denizli hakkında yazılanları okumuştum . Genel olarak yorumculuk adına her lafın arasına girmesi , Galatasaraylı futbolcuları eleştirmesi heralde bizim taraftarı bayaa sinirlendirmiş . Trt 1'de maçın uzun özetini izledim , hakikaten de öyle . Televizyon başında izleseydim acaba dayanabilirmiydim maçı izlemeye bilemiyorum . Her lafın da arasına girme artık . Önemli bir gol pozisyonu var , Mustafa Denizli giriyor lafa , yavrum spiker de susuyor hürmetinden ne yapsın . Olan pozisyonun heyecanına oluyor . Zaten son olarak da "Hakan Balta'yı Türkiye'ye getiren benim" dedi , selamını verdi ve alkışlar arasında sahneden ayrıldı .

Eski açık Lincoln desene...

Bir kaç internet sitesinde , eski açıktaki taraftarların Denizlispor maçı öncesinde Lincoln'ü çağırmadıkları söylenmiş . Hatta bu davranış , eski açıktaki taraftarların yıldız futbolcuya adeta küstükleri şeklinde yorumlanmış . Artık kim tarafından yorumlanmışsa...Maça oldukça geç girdim , yumruk şovlara yetişemedim yani . O yüzden kesin olarak bilemiyorum fakat eski açığın futbolculara uzak bir yer olduğu , bazen futbolculara sesimizi duyuramadığımız da bir gerçek . Evet ; eski açık , yeni açık kadar Lincoln sevdalısı değildir belki fakat vefa nedir onu da çok iyi bilir .

2008 Pekin Olimpiyatları

2008 Pekin olimpiyatlarını da geride bıraktık . Türkiye için fazlasıyla hayalkırıklığı oldu . 1 altın , 4 gümüş , 3 bronz... 2012 bu rakamların gelişmesi dileğiyle . Hayla ettiğimiz noktalara varmak ise 4 sene içinde olacak şey değil tabi ki de . Planlı ve sürekli bir çalışma gerektirir ki bu da 10 ila 20 seneyi alır . İstikrar kelimesinden nefret ederim fakat bize istikrar gerekli...

Abd birinciliği Çin'e kaptırdı bu sefer . Çin muazzam nüfusunu kullanıyor sanırsam . Amerika hakikaten tam bir spor ülkesi . Her tür sporda varlar , ki artık futbolda da varlar . Madalya sayılarına genel olarak bakmak gerekirse ;

1. Çin Halk Cumhuriyeti 51 21 28 100

2. ABD 36 38 36 110

3. Rusya 23 21 28 72

4. İngiltere 19 13 15 47

5. Almanya 16 10 15 41

6. Avustralya 14 15 17 46

7. Güney Kore 13 10 8 31

8. Japonya 9 6 10 25

9. İtalya 8 10 10 28

10. Fransa 7 16 17 40

11. Ukrayna 7 5 15 27

12. Hollanda 7 5 4 16

13. Jamaika 6 3 2 11

14. İspanya 5 10 3 18

15. Kenya 5 5 4 14

16. Belarus 4 5 10 19

17. Romanya 4 1 3 8

18. Etiyopya 4 1 2 7

19. Kanada 3 9 6 18

20. Polonya 3 6 1 10

21. Macaristan 3 5 2 10

21. Norveç 3 5 2 10

23. Brezilya 3 4 8 15

24. Çek Cumhuriyeti 3 3 - 6

25. Slovakya 3 2 1 6

26. Yeni Zelanda 3 1 5 9

27. Gürcistan 3 - 3 6

28. Küba 2 11 11 24

29. Kazakistan 2 4 7 13

30. Danimarka 2 2 3 7

31. Tayland 2 2 - 4

31. Moğolistan 2 2 - 4

33. Kuzey Kore 2 1 3 6

34. İsviçre 2 - 4 6

34. Arjantin 2 - 4 6

36. Meksika 2 - 1 3

37. Türkiye 1 4 3 8

38. Zimbabve 1 3 - 4

39. Azerbaycan 1 2 4 7

40. Özbekistan 1 2 3 6

41. Slovenya 1 2 2 5

42. Bulgaristan 1 1 3 5

42. Endonezya 1 1 3 5

44. Finlandiya 1 1 2 4

45. Letonya 1 1 1 3

46. Estonya 1 1 - 2

46. Portekiz 1 1 - 2

46. Dominik Cumhuriyeti 1 1 - 2

46. Belçika 1 1 - 2

50. Hindistan 1 - 2 3

51. İran 1 - 1 2

52. Bahreyn 1 - - 1

52. Panama 1 - - 1

52. Kamerun 1 - - 1

52. Tunus 1 - - 1

56. İsveç - 4 1 5

57. Litvanya - 2 3 5

57. Hırvatistan - 2 3 5

59. Yunanistan - 2 2 4

60. Trinidad-Tobago - 2 - 2

61. Nijerya - 1 3 4

62. Avusturya - 1 2 3

62. Sırbistan - 1 2 3

62. İrlanda Cumhuriyeti - 1 2 3

65. Cezayir - 1 1 2

65. Kırgızistan - 1 1 2

65. Tacikistan - 1 1 2

65. Kolombiya - 1 1 2

65. Bahamalar - 1 1 2

65. Fas - 1 1 2

71. Ekvador - 1 - 1

71. Şili - 1 - 1

71. Singapur - 1 - 1

71. Malezya - 1 - 1

71. Vietnam - 1 - 1

71. Güney Afrika Cumhuriyeti - 1 - 1

71. Sudan - 1 - 1

71. İzlanda - 1 - 1

79. Ermenistan - - 6 6

80. Tayvan - - 4 4

81. Togo - - 1 1

81. Mısır - - 1 1

81. Afganistan - - 1 1

81. İsrail - - 1 1

81. Venezuela - - 1 1

81. Mauritius - - 1 1

81. Moldova - - 1 1

not : el emeği falan değil , copypaste yaptım tabi ki de .

TSL 1. Hafta Galatasaray 4-1 Denizlispor

İşin açıkçası maçtan önceki tek düşüncem öyle ya da böyle bu maçtan 3 puanla dönmekti . Keza Denizlispor bize çok ters gelen bir takım . Denizlispor bu sene çok güç kaybetti fakat ne olursa olsun biz Sami Yen'de Denizli'yi öyle kolay kolay yenemeyeceğiz herhalde .

Steaua maçından önceki tespitim bu maçta doğrulanmış oldu . Haddinden fazla turuncu forma satılmış . Kapalı resmen turuncuydu bu maç . Tahmin ediyorum bir 3000-4000 turuncu forma vardı maçta . Ki seyirci sayısı düşük olmasına rağmen . Tam rakamını bilemiyorum fakat 15.000 civarı seyirci vardı sanırsam . Ne olursa olsun , sezon açılışı da olsa bu fiyatlar hakikaten pahalı . Ayrıca Yeni Açık Alt'ın bilet fiyatlarında yeni bir düzenleme gerekiyor . Bu maçta yeni açık üst 50 , yeni açık alt da 50 ytl'ydi . Bana göre bu rakam direk yarısı olmalı . Yine de bu maçta daha formda tribünler vardı sayı az olmasına rağmen .


Daha önceden de söylediğim gibi artık bu Hasan Şaş'ı izlemeye dayanamıyorum . Skibbe de dayanamamış olacak ki ilk yarıdaki tek golümüzün asistini yapmasına rağmen oyundan çıkardı Hasan'ı . Yerine giren Arda ise sakatlıktan yeni çıkmanın dezavantajı içindeydi . Yine de ismi yetti diyebiliriz . Çünkü girmesiyle oyun fazlasıyla hareketlendi .


Kewell yine golünü attı . Son vuruşlarda hakikaten çok soğukkanlı . Fakat beklediğim atak organizasyonlarını göremedim Kewell'dan . Maçı yine geçen senenin oyunuyla aldık . İşte Barış Özbek oyunu ateşledi . Gol Hakan Balta'dan geldi . Bu adam jenerik goller atmayı seviyor ya hakikaten muhteşem bir goldü . Fakat o golden bir 5-10 dakika önce Mehmet Topal'ın sol ayakla attığı direkten dönen muhteşem bir şutu vardı ki , hakikaten içim acıdı gol olmayınca . Topal'ın çıkışı sırasında ıslıklıyanları anlamak mümkün değil , keza hemen akabinde tüm stadyum ıslıklayanlara tepki gösterdi ve Topal -özellikle numaralı tarafından- alkışlanarak kulübeye geçti .


Morgan de Sanctis'in en azından bu maçta kalede olmasını bekliyordum . Ama yine Aykut vardı . Yüksek bir ihtimalle Steaua maçında da o oynayacak . Bugün işin açıkçası Denizlispor'un kornerden gol atacağı biraz aşikardı . Keza Aykut gelen topu kornere çeliyor , kornerden gelen topu da kornere çeliyordu . İnşallah Steaua maçında bizi utandırır . Yaser'in de ilk maçıydı genel olarak beğendim . Nasıl Nonda bugün gol atmadan maçın yıldızı olmayı başarıyorsa , Yaser de o şekilde ayağında top tutma konusunda iyi gibi geldi bana .


Lincoln'e ayrı bir paragraf açmak lazım herhalde . Onun istekli olduğunda neler yapabildiğini gördük bu maçta , çok iyi mücadele ediyor . Kaç kere top kazandı Arda gibi yere yatıp aldı topu , kontra atak oldu . Tabi bu maçta iyi oynamasına belki de ilk defa hakemin Lincoln'e yapılan faulleri vermesi , karşılığında kartları da vermesi de etkili olmuştur . Lincoln'e atılan tekmelerin haddi hesabı yoktu . Bu maçta daha rahat oynadı . Tek bir eksiği vardı belki de , o da goldü . O gol de kaderin cilvesiyle geldi .

Bu maçta bir başka tasdiklenen şey ise , seyircileri en coşturan gol sevincini yapan isim . Barış Özbek . Keşke sürekli gol atsa .

edit : bu arada bizi maç boyunca delirten , azcık dehşet oynayan 11 numaralı oyuncu Darryl Roberts diye Brezilyalı bi gençmiş .

Youtube

Az önce şans eseri gördüm , bi baktım youtube açılmış . Sonra yeniden kapandı . Enteresan ! Daha ben şaşkınlığımı üzerimden atamadan bir daha açıldı . Ne yapıyor bunlar ayarlamaya mı çalışıyorlar ne oluyor ya !

2008 yılındayız ve hala daha böyle saçmalıklarla uğraşıyoruz . Bu nedir ki aslında ! Benim en çok ağrıma giden , 2008 yılındayız ve bu ülkede hala elektrikler kesiliyor...

Nasıl bir ülkede yaşıyorum ben böyle...

Ha unutmadan...

(bkz: muasır medeniyetler seviyesi)

Yazık bize yaa...

Ulan Michael...

Bu blogu açmaya karar verdiğimde , küfür kullanmamaya karar vermiştim . Küfür günlük hayatımızda çok başvurduğumuz bir şey . Adeta bir kültür . Keza burada yazdığım yazılarda da küfür gereken 2 yer oldu şimdiye dek . Birinde kelimeyi biraz değiştirdim , birinde de ...... koydum . Hala daha iyi niyetliyim küfür kullanmamak konusunda . Fakat bunu fazlasıyla zorlayan koşullar var .

Lost'u izlemeye başlamadan önce sözlükten biraz araştırma yapmıştım , bakalım karakterler hakkında neler demişler diye . Michael'dan bahsederken daha ilk entry'den itibaren Lost'un en sevilmeyen karakteri olduğunda birleşilmişti . Pek anlayamamıştım çünkü Michael'ın oğlu hakkında fazla hassasiyeti olan bir baba olduğunu düşünmüştüm sadece .

Hay ben seni ne yapayım Michael . Sen nasıl olur da Ana Lucia'yı öldürürsün lan . Bu kadar da olmaz ki , şerefsiz . Uzun süre acaba rüya mı görüyor diye umut ettim . Ama sanırım değil . Yine de Lost'ta herşey mümkün olabileceği için fazla hakaret etmeyeceğim sana .

Son of bitch...

Tribün

Steaua Bucharest maçında açıkçası tribün olarak performansımız düşüktü . Hem Yıldızlı Aslanlar olarak , hem eski açık olarak , hem de tüm stadyum olarak . Fakat bu performans düşüklüğünün başlıca nedenleri var .

Öncelikle futbolcular nasıl koca bir yazı antremansız geçirirse çıkacağı ilk maçta daha 15. dakikada nefesinin kesileceği gibi , biz taraftarların da 3 aylık bir aradan sonra nefes sorunları yaşadığımız bir gerçek . Biraz alışmak lazım . Ayrıca kapalı altın özel tribün haline gelmesiyle zaten az olan katkısı tamamen yok olmuş görünüyor . Hatta burası performans olarak numaralıdan daha kötü . Çünkü numaralı gerektiğinde "re re re ra ra ra"diye bir başlıyor ve zaten numaralının ayağa kalktığını gören herkes boğazları yırtılırcasına bağırmaya başlıyor ; ki ben o numaralının 19 mayıs 2007'deki performansını da gördüm .

Fakat bana göre en önemli nedeni maçın hemen başında herkesin kafasında oluşan "hay ..... yine mi ya" düşüncesi . Hemen ardından bunu doğrularcasına gelen 2. gol . İnsanda işin açıkçası bağıracak güç kalmıyor . Durumu 2-2'ye getirdiğimizde muhteşem bir atmosfer oluşmuştu fakat oyunu çok yavaşlattık nedense bu da tribünlerin yeniden soğumasına yol açtı . Ve öyle de bitti maç .

Sezonun ilk maçı olan Denizlispor maçında çok güzel , çok güçlü bir tribün görmek dileğiyle...

Paranoyaklık...

Acayip bir rüya gördüm dün gece . Aslında gece mi demeliyim bilmiyorum keza saat 15.00 gibi yatıp 02.10 da kalktım . Her neyse rüyamda halısahada top oynuyoruz fakat top oynadığım kişilerden ikisi Sayid ve Michael'dı (hey Allahım ya rüya işte). Sayid'in ayak bileği çıkmıştı . Michael da takmaya çalışıyordu . Fakat bir türlü olmuyordu . Michael hastalığın tüm vücuda yayılmaması için ayağı kesmek gerektiğini söylüyordu . Rüyada hatırladığım son sahne çimlerin üstünde topuğu kesilmiş yatan bir Sayid'di . Allah bana akıl fikir versin . Acaba hatırlamadığım bölümlerinde John Locke şık bir kafa golü atmış mıydı ?

Gelmiş geçmiş en godoş reklam...

Lig tv'nin 2008-2009 sezonu için çektiği reklam filmi bi garip . Reklamda Galatasaray'dan Servet , Fenerbahçe'den Carlos , Beşiktaş'tan Delgado oynuyor . Bunlar ve birer tane şişman taraftar birbirlerine doğru koşuyorlar falan filan . Delgado ve Carlos pek sırıtmamışlar fakat , Servet'le Beşiktaşlı taraftarın kumsalda birbirlerine koşuşunu aklımdan nasıl çıkarırım bilemiyorum .

Usain Bolt

100 metre finalini dalga geçer gibi kazanan son metrelerinde şov yapan ve bu yüzden rekoru kıramayan Usain Bolt 200 metre finalinde bu sefer işi ciddiye aldı hatta tam finish çizgisinde kafasını ileriye doğru da uzattı yani gördüm . Ve dünya rekoru da geldi . Asla kırılamaz denen Michael Johnson'ın 19.32'lik rekorunu 2 salise geliştirdi . Ve henüz 22 yaşında . Vay be...

Siftah...

2008 Pekin Olimpiyatlarında ilk altın madalya Ramazan Şahin'den geldi . Biraz geç geldi tabi . Hayalkırıklığıyla dolu bir olimpiyat olarak kalacak gibi görünüyor bu 2008 Pekin Olimpiyatları akıllarda bizler için . Tabi objektif bakanlar için Michael Phelps ve Usain Bolt gibi iki efsane çıktı bile . İnşallah devamı gelir altın madalyaların keza sıralamada ilk önce altına bakılıyor toplam madalya sayısı geçerli değil .

The others are coming

Şu Lost'taki karakterler salak mı yoksa sonradan mı eklemişler anlayamadım gitti . Ulan ıssız bi adaya düşüyosun , o ıssız adadan hafiften kafayı kırmış gibi görünen 16 yıldır tek başına yaşayan bir "french chick" çıkıyor ve "The others are coming" diyor , "for baby" diyor , "run , hide or die" diyor siz hala bebeği ve annesini yalnız bırakıyorsunuz . Hay ben size ne diyeyim . Aha az önce de kıçı kırık bir köpeğin peşinden ormana tek başına dalan bir Shannon var . "The others" tepsin seni e mi!

Kolay gelsin...

Mahmut Özgener Tff başkanı olmuş . Yeni haberim oldu . Zaten rahmetli Hasan Doğan'ın ardından vekaleten de bu görevdeydi . Yanılmıyorsam Süper Kupa finalinde de kupayı o vermişti . Bu görevi alan kişiye "Hayırlı olsun" demekten çok "Kolay gelsin" demek daha münasip diye düşünüyorum .

Previously on Lost

İlk başta her 3 bölümden birinin başında duyduğum sözcüktü bu . "Previously on Lost" . Bizim dizilerde her bölüm , çok uzun ve az efektif olan şeyi , adamlar bazı bölümler , daha kısa ve daha efektif yapıyor . Ayriyetten bizim dizi özetlerinde bir önceki bölümün özeti verilirken , Lost'taki özet , daha önceki tüm bölümlerden görüntüler içerebiliyor . Ayriyetten Lost'un başındaki özet , o bölümün ne hakkında olacağıyla ilgili ipuçları veriyor .

1. sezonun son bölümlerine yaklaştıkça , bu özetler her bölüm öncesi yapılmaya başladı . Hadi hayırlısı...

Kezman Psg'de

Fenerbahçe'de Kezman davası sonuçlandı . Kezman 1 yıllığına kiralık olarak Psg'de . Galatasaray'lıların kalmasını tercih ettiği bir isimdi . Yüksek bi ihtimalle yerine bir dmc alınacak .

Arda Turan

Arda , Steaua maçından sonra "Bu takımda sorumluluk alabilecek kişiler var . Herkes biraz daha sorumluluk almalı" şeklinde bir şeyler demiş . Belki kelimesi kelimesine böyle olmayabilir , haber sitelerinden copy-paste yapacak değilim . Maçı izleyip de Arda'ya hak vermemek mümkün değil . Tüm tribünler Arda'nın ayağına baktığı gibi sahadaki diğer 10 kişi de kenardakiler de Arda'nın ayağına bakıyor . 75. dakikada Arda sakatlanıyor (pres yapıp top kaptığı bir pozisyonda topla birlikte gole giderken topu kaptıran oyuncu arkadan bileğine basıyor) takım duruyor ve hatta kalesinde tehlikeler yaşıyor . Bekliyorum ki yıllık 3.5 milyon euro alan adam baksın 500 bin dolar alan Arda'ya , gösterdiği özveriye , sakatlanmasına rağmen kalkıp tekrar koşmasına , baksın da ibret alsın istiyorum ama nerde...

Medya ayrı bir alem . Böylesine bir maçta çamur atılabilecek son kişiye laf atmaya çalışıyorlar utanmadan . Neymiş efendim Arda'nın boyu kısaymış da , boyundan büyük laflar etmesinmiş . Kimsin sen ya ! Hakkaten kimsin . Kim olduğunu da bilmiyorum cidden . Ama sırf reyting alıcam diye bu kadar şerefsizlik yapmayın bari .

Arda'yı her zaman ekstra bir ilgiyle takip ederim . En büyük savunucularından biriyim . Ve Steaua maçını ben her zaman Arda'nın benim gözümde dünyanın en iyi futbolcusu olduğunu kanıtladığı maç olarak hatırlayacağım .

TFF Süper Kupa 2008 Galatasaray 2-1 Kayserispor

2 perdeli bir maç oldu aslında . İlk yarı Galatasaray çok kötüydü . Kayserispor ise Mehmet Topuz'un kullandığı duran toplarla etkili oldu . Bir de oyunun henüz 10. saniyesinde Balta'nın hatasında Mehmet topuz'un şutu vardı . İkinci yarı ise adeta bambaşka bir Galatasaray vardı sahada . Basit oynayınca sonuç kendiliğinden geldi .


Kewell için hakkaten çok iyi bir başlangıç oldu . Girer girmez attığı gol , sol kanatta sergilediği yüksek performans ondan çok daha büyük şeyler bekleyebileceğimizin işaretidir . De Sanctis'in oynamamasına şaşırdım . Steaua deplasmanına 2 resmi maç oynamış olarak çıkacağını düşünüyordum . Belki de ikinci maçta yine Aykut oynayacak . Barış Özbek'in ilk yarının son saniyelerinde geri dönmek için attığı depar , Barış'ı niye bu kadar sevdiğimin göstergesi .


Hepsi iyi güzel de ben cidden artık bu Hasan Şaş'ı izlemeye dayanamıyorum . Evet , biliyorum , Kewell'ın golünde müthiş bir özveriyle süper bir asist yaptı . Ama hakkaten takıma zarar veriyor . Keşke beni haksız çıkarsa...

Dipnot : Kayserispor'da genç oyuncu Abdullah Durak'ı çok beğendim . Önü açık bence...

TFF Süper Kupa 2008 - Galatasaray - Kayserispor

Lost

Herkesin methetmesine dayanamayıp ben de izlemeye başladım . Gerçekten de çok kaliteli ve güzel bir dizi , her bölümde hiç tahmin edemiyeceğin şeyler oluyor . Bu kadar senaryoyu nasıl bulmuşlar hayret . Gerim gerim geriliyorum her bölümde (bkz:gerim gerim gerilmek) . Yalnız dizide dikkatimi çeken bi şey var . Şu an 1. sezonun 12. bölümünü izliyorum ve şu ana kadar en çok kullanılan iki cümleyi tespit ettim...

Birincisi ;

"Jack , bir sorunumuz var ."

İkincisi ;

"Bir sorunumuz var Jack ."

Bu daha ne kadar gider bilemem...

---spoiler---

Adam zaten 40 küsür kişinin içindeki tek doktor olduğu için hamilesi de , astım olanı da bunun başında ; bacağını domuz ısıranı da , psikolojik travma geçireni de bunun başında . Yazık valla...

---spoiler---

Michael Phelps

İşin teknik yorumunu falan bilmem . Hangisi kelebek hangisi kurbağalama onu bile bilmem . Bildiğim tek şey bu adamın bana sabahın 6'sında daha önce çok nadiren yaşadığım heyecanlardan birini yaşatmış olduğudur . 8 altın madalya yaa...8 yarış , 8 rekor , 8 madalya...

Helal olsun...

Bir yaz okulu daha...

...bitmedi . Aslında bitti de , bir yaz okulu daha bitmedi . Çünkü bu ilk yaz okulu deneyimimdi . Eh pek de iyi geçtiği söylenemez . Ortalamam 1.83'den 1.94'e çıktı hiç olmazsa...

Sokayım böyle aşkın ızdırabına...

İstanbul denince akla gelen ilk sorun herhalde trafiktir . 3 senedir İstanbul'da yaşamama rağmen doğrusunu söylemek gerekirse trafiğin ızdırap yönünü hiç yaşamamıştım . Hiç kaza nedeniyle yol kapandı da yol 2 saat uzamadı mı , uzadı tabi herhalde an az bir kez herkesin başına gelmiştir . Önemli bir işim yoksa da pek takmam zaten . Ama bugünkü...

Zaten yaz okuluna kalmışım . Üstelik aldığım 2 dersin birinden de çakmışım . E haliyle diğer ders ve de dolayısıyla finali bayaa bi öneme biniyor haliyle . Ah be Ahmedinecad kardeşim gele gele bugünü mü buldun gelcek Türkiye'ye . Git kardeşim bak bizim bir başkentimiz var oraya git . Ha tabi unutmuşum Anıtkabirfobia ; ya da başka bir deyişle Atatürkfobia . Ama sana da hak vermek lazım . Atatürk portrelerinin kaldırıldığı bir ülkede bi de gidip can sıkıcı bir Anıtkabir ziyareti yapıp , o adamın kabrinin önünde saygı duruşunda mı bulunacaktın...E hadi Ankara'yı geçtim . Git kardeşim Kayseri'ye git...Zaten Gül'le buluşmucak mısın ? Hem orda emin ol seni güllerle karşılarlardı . Ha illa İstanbul'a gelceksen İkitelli'ye falan git kardeşim . Sen ne hakla benim okulumun düzergahından geçersin lan şerefin oğlu...

Yarım saatlik yolu 2,5 saatte gittim bir kısmı 48N'de bir kısmı 30M'de bir kısmı da yürüyerek...Merak ediyorum acaba sınavdan 3 saat 10 dakika önce çıkmasaydım ne olacaktı...

Herşeye rağmen bu Ahmedinecad'ı çok seviyorum . Adamın tipi güzel ya baksanıza...

Bir şeyler var ama...

Taa Club Brugge maçından beri süregelen talihsizlikler var . Aslında talihsizlik de demek istemiyorum . Her maç bi bahane buluyoruz , bulabiliyoruz nedense . Teker teker bakınca çok iyi adamlar var gibi geliyor . Arda , Nonda , Topal , Ayhan , Servet , Uğur , Karan , Balta , Meira , Kewell , Linderoth . Ama olmuyor işte bi türlü ben de anlıyamıyorum . 7-8 sene önceki Galatasarayla Fenerbahçe yer değiştirmiş durumda adeta .

Bu devran nasıl dönecek ben de bilmiyorum...

İnşallah Romanya da döner...