
Steaua Bucharest maçında açıkçası tribün olarak performansımız düşüktü . Hem Yıldızlı Aslanlar olarak , hem eski açık olarak , hem de tüm stadyum olarak . Fakat bu performans düşüklüğünün başlıca nedenleri var .
Öncelikle futbolcular nasıl koca bir yazı antremansız geçirirse çıkacağı ilk maçta daha 15. dakikada nefesinin kesileceği gibi , biz taraftarların da 3 aylık bir aradan sonra nefes sorunları yaşadığımız bir gerçek . Biraz alışmak lazım . Ayrıca kapalı altın özel tribün haline gelmesiyle zaten az olan katkısı tamamen yok olmuş görünüyor . Hatta burası performans olarak numaralıdan daha kötü . Çünkü numaralı gerektiğinde "re re re ra ra ra"diye bir başlıyor ve zaten numaralının ayağa kalktığını gören herkes boğazları yırtılırcasına bağırmaya başlıyor ; ki ben o numaralının 19 mayıs 2007'deki performansını da gördüm .
Fakat bana göre en önemli nedeni maçın hemen başında herkesin kafasında oluşan "hay ..... yine mi ya" düşüncesi . Hemen ardından bunu doğrularcasına gelen 2. gol . İnsanda işin açıkçası bağıracak güç kalmıyor . Durumu 2-2'ye getirdiğimizde muhteşem bir atmosfer oluşmuştu fakat oyunu çok yavaşlattık nedense bu da tribünlerin yeniden soğumasına yol açtı . Ve öyle de bitti maç .
Sezonun ilk maçı olan Denizlispor maçında çok güzel , çok güçlü bir tribün görmek dileğiyle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder